10 Temmuz 2015 Cuma

Paris Gezisi




Paris Paris olalı bu kadar çok yürüyüş yapan birilerini görmemiştir :)

Evet genel olarak şiir yazdığım bloğumda bu sefer biraz farklı olarak gezi yazısı yazacağım.
Paris gezisini kendimiz hazırladık. A'dan Z'ye her şeyiyle biz planladık. Öncelikle Paris'te nereleri gezmek lazım, ne yemek lazım, nasıl ulaşımı sağlamak lazım diye eşe dosta sorarken bir yandan da sağlam bir şekilde düzgün bir blog yazısı arıyordum. Şansıma karşıma çok güzel bir site çıktı. Parisle ilgili her şey o kadar ayrıntılı ve düzgün ki tek kelimeyle hayran kaldım. Bu sitedeki bir haftalık gezi planını uyguladık ve çokta memnun kaldık. Sadece bir kaç ekleme yapmak istiyorum.

Şimdi gelelim tavsiyelere.
Pariste.net'deki gezi planını uygulayacaksanız eğer biz oradaki her gün gezilmesi gereken yerleri sabahtan öğleye kadar tamamlıyorduk, öğleden sonrada ne yapalım dediğimizde de genelde elimize ekmek-peynir ve şarap alıp Sen-Nehri kenarında gün batımı eşliğinde yiyip içiyorduk. Anlatılmaz bir keyifti.

Eğer yolunuz Notre-Dame'a düşerse hemen köprüyle adaya geçmek yerine sağdaki yoldan ilerleyip sokak aralarında dolaşmanızı tavsiye ederim. Oralarda çok güzel bir dondurmacı, fırın ve peynirci bulduk. Zaten bu 3 lezzetide genelde iyi kalitede her yerde bulabilirsiniz :)
En aşağıda ilgili sokak isimlerinin resimlerini sizlerle paylaşacağım. İnternete yazsanız direk karşınıza da çıkar.

İlla ki gezinizde Lafayette'ye yer ayırın derim. İçindeki ürünleri çok ucuz olmasa da öğlen vaktinde karnınızı doyurabileceğiniz çok güzel yemekler mevcut. Opera binası sağınızda kalacak şekilde 3 binadan oluşan Lafayette'ye bakarsanız hemen solunuzda kalan binanın üst katlarında güzel yemekler satılıyor. Biz ordan pizza ve 2000 yılında üretilmiş küçük ve ucuz bir şarap aldık( şaraplar her zaman ucuz, Türkiye'deki kadar pahalı olamaz zaten). Ardından nerede yemek yiyelim derken Lafayette'nin diğer binaların birinde teras olduğunu gördük. Terasa çıkınca da manzara karşısında bir süre sessiz kalmak kaçınılmaz oldu. Fransa ayaklarımın altında Eyfel kuleside tam karşımızdaydı. O manzara eşliğinde karnınızı doyurmakta bize unutulmaz bir an yaşattı :)

Louvre Müzesi kesinlikle 1 günde bitmiyor. Ona en azından 2 gün ayırmanızı tavsiye derim. Ya da en çok görmek istediğiniz alanları önceden internetten araştırıp direk onları görmeniz iyi olur. Tarihi eserlere bakarken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Her yere metro ile gitmektense yürümenizi tavsiye ederim. Ben ki İstanbul'da iki adımlık yeri tarif et deseniz zorlanırken Paris'te her şeyin yerini hemen öğrendim. O kadar düzenli ve sessiz bir şehir ki zaten kaybolmanız ya da arabalar tarafında ezilme tehlikesi geçirmeniz çok zor.

Pariste.net'de önerilen İspanyol lokantasına kesinlikle gidin derim. Hem indirim yapıyorlar. Gayet uygun fiyata nefis İspanyol yemekleri yeme fırsatınız oluyor.

Ve elbette Disneyland'a uğramadan geri dönemeyin, pişman olursunuz.

Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. (sokak resimlerini daha sonra paylaşacağım.)
Aklıma geldikçe yine yazarım diye düşünüyorum :)