9 Aralık 2012 Pazar

Öğretmenim'e

Yeni bir başlangıçtı benimkisi. Yaşamımda, düşüncelerimde, davranışlarımda belki de her şeyimdeydi bu yeni başlangıç. Yere düşüp yerde oturmak yerine yeniden ayağa kalkıp koşmaktı yeniden. Başlamak bitirmenin yarısı derler de başlamakta en yüksek dağın zirvesine bayrak dikebilmek kadar zor. Başladım her şeye yeniden bundan tam on beş sene önce. Düşmüştüm daha nereye geldiğimi, bitirmeye ne kadar yolum kaldığını bilmeden. Düşmüştüm omuzlarımdaki tüm ağırlıkla birlikte. Öyle ki yalnızlığın ağırlığıydı bu. Öyle ki taşınmazdı çift kişi. Tek başına taşıyabilmeliydin bu yükü. Yeniden kalkmak zordu. Kenarda koşanları izlemek daha  basitti. Ne kendimi yoruyor ne de yoruyordum başkalarını. Kolaydı her şeye seyirci kalmak. Kimse konuşmasa, dertleşmese olurdu, benim için bir hediyeydi. Çünkü benim ağır bir yüküm vardı omuzlarımda. Dedim ya yalnız olmalıydım. Benim için endişelenen var mı umrumda bile değildi. Başkaları beni ilgilendirmezdi çünkü. Sonra bir gün bir şey oldu. Sanırım kenarda kalmaktan sıkıldım artık. Yüküm eskisi kadar hafif gelmiyordu artık sırf bu yüzden. Oyuna dahil olmak istedim. Kalkmaya gayret ettim ama olmuyordu bir türlü. Beni ezip geçiyordu herkes. Beni görmüyorlardı sanki. Al işte cezamı çekiyordum. Kendimi o kadar çok gizlemişim ki herkesten görünmez olmuşum bilmeden. Bende bundan sonra ne güç kalır ne de cesaret. Derken biri durur yanımda. Yaşlı ama gözlerinin içi gülen bir hanım durur karşımda. Beni alır karşısına konuşmaya başlar o sevecen sesiyle. Bende cevap veririm ne sorduysa. "Öğretmenim" derim her cümleye başlayışımda ama ağlarım bir yandan. Ağlamama kendime acıyışımdandır. Kendine yetemeyen biri oluşumdandır. Her sözü ışık olur bana. Dağıtır içimdeki karanlığı ve yalnız beni bulur çıkarır oradan. Bir bakmışım hayat aslında çokta korkulacak kadar kötü değil ve hala umut var. Hala ayağa kalkıp koşabilirim aslında sadece kendimi belli etmem yeterli. Ama bunu nasıl yapacağım diye sorarım kendimce. Cevaplar öğretmenim:  " Ben bunun için buradayım, seni elinden tutup kalkmana yardımcı olacağım ama benden bu kadar yardım olur gerisini sen koşacaksın ve fark ettireceksin kendini. Bende buradayım ve yaşıyorum diyeceksin. Gözleri kamaşacak ve bakamaz olacaklar sana. Bitireceksin nihayetinde bu yarışı ve dönüp bakacaksın ardına, geçtiğin yollara. Alnında emeğin izleri, yüreğinde yaşamın kendisi olacak. Göreceksin çokta zor değilmiş aslında ama çokta basit değilmiş diyeceksin. Geri dönüp baktığında ben, annen, kimsen olmayacak belki de ama sen olacaksın. Kendi ayakları üzerinde duran, dimdik. Boşuna değilmiş diyeceksin her çaba ve her söz. Yaptım, başladım ve başardım diyeceksin. Anacaksın belki de beni. Şimdi nerelerde diyeceksin ama ben sana hep bakıyor olacağım. Nereden mi? Kim bilir? ya bir defterden, ya bir kalemden bazende yüreğinden. Beni göremezsen eğer bir zaman sonra yanında bulamazsan bil ki içindeki tomurcukları sulamamışsındır. Onları nasıl besleyeceğim mi diye soruyorsun bir de şimdi? Onları ne bir kin, ne de bir kıskançlık besler. Onları beslemek istiyorsan öğrettiklerimi hatırla. İnsanlar ilk başta eğitilmelidir derdim hep. İlk kendini eğit ki bunun içinde insan ol. O zaman zaten o tohumlar asla susuz kalmaz." Düşündüm ve hatırlıyorum şimdi o sözleri ve hissediyorum yüreğimde. Yolun daha yarısınında bile değilim tahminimce. Kim bilir biter belki de ben bitiremeden yarışı.
Elimden tutan olmasaydı ne halde olurdum bilmem ama sanırım her şey daha farklı olurdu. Beni ben yapanlardan canım öğretmenime yüreğimden kopanların tamamını yazmak mümkün olabilse de hepsini yazabilsem. Göstersem kendimi şimdi o elinden tutuğu zayıf, çelimsiz öğrencisi ne halde. Göstersem emeklerinin boşa gitmediğini.
Öğretmenim,
Sizi iyi ki tanıdım ve elimden tutan iyi ki siz oldunuz.
Ben başka bir yol gösterici istemezdim.
Çocuklarım onlar benim dediğiniz sınıfınızdan bir çocuğunuz büyüdü ve koşuyor emin adımlarla. Ama unutmuyor dediklerinizi.
Ve bilmenizi istiyor bu çocuk, sizi çok ama çok seviyor.